05/12/2023

Mavi Haber Adana

Mavi Haber Adana

Av. Yakıt: Samimi siyasete inanıyorum

Mavi Radyo’da Ebru Özgürdal ve Pınar Aytekin’in konuğu olan Av. Berfu Salıcı Yakıt, gündemi değerlendirdi. Meslek üzerine konuştuğumuz ve siyaseti değerlendirdiğimiz Av. Yakıt, “Özellikle politika yaparken insanlara dokunmayı çok seviyorum, insan ilişkilerini çok seviyorum. Samimi siyasete inanıyorum, mutsuz olduğum hiçbir yerde bulunmam, özellikle sırf zorunlu olduğum için de bulunmam. Buna özellikle özen gösteririm” diye konuştu.

 

Seçimlerden sonra Adana’yı biraz değerlendirebilir misiniz?

Adana’da çok güzel şeyler oldu. Zeydan Başkanımızın rüzgarıyla birçok ilçe belediyeleri de aldık. Adana’da Zeydan Başkanın Seyhan Belediyesi’ne farklı politikalar getirdi. Bu sadece projelerle olmadı ki Zeydan başkanın Zeydan Karalar olması. Bu bir proje üzerinden gelmedi, çok daha iyi projeler yapan belediye başkanları bir sonraki seçimde kaybettiler. Ama Zeydan başkan Adana’ya şöyle bir politika getirdi; halkın içinde halkla beraber ve samimi politika. Ceyhan’da da Kadir Başkanın bu kadar genç yaşta başarıyı yakalamış olması, Soner Başkanın daha önceki aldığı oyun üzerine de çıkarak belediyeyi devam ettiriyor olması, dönüyoruz bakıyoruz ki çok uzun zamandır elimizde olmayan İmamoğlu Belediyesini Sayın Kasım Karaköse ile yeniden farklı bir sosyal anlayışla yönetilmeye başlanmış olması, bütün bunlara baktığımızda gerçekten güzel şeyler olacak. Bakıyorsunuz ki mecliste de çoğunluğu Cumhur İttifakında, şimdi aslında esas sınav başlıyor. Bu belediyeler siyasete yenik mi düşecekler yoksa siyasetle oy alarak gelen bu siyasetçiler el ele bir arada bu vatana, bu ülkeye hizmet mi verecekler? En büyük sınavları budur. Ben kendi adıma şunu bekliyorum, bu süreçte gelenlerin iktidardan ya da muhalefetten hiç önemli değil, bir arada çalışabilme gayretini ve başarısını gösterebilirlerse bu ülke kurtulur. Yoksa biz yeniden bir başka seçimde bir başka şeyi konuşur oluruz. Bence siyaseti yaparken hedefimizin her zaman daha ilerisi daha ilerisi ve daha ilerisi olması lazım. Ancak bu şekilde borcumuzu öderiz, eğer yola hizmet etmek için çıktıysak…

Siyasette neyi hedefliyorsunuz?

Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Bu partide bu partinin politikaları hakkında söz söyleyebilecek konumda olmayı oldukça arzu ediyorum. Özellikle politika yaparken insanlara dokunmayı çok seviyorum, insan ilişkilerini çok seviyorum. Politika ve siyaset yaparken de çok ciddi bir zaman ayırıyorum. Sürekli sahalardayım ve sahalarda olmaktan oldukça mutluluk duyuyorum. Siyasete zamanımı ayırırken benim de kaybettiklerim var, çocuklarımdan ve eşimden zaman çalıyorum. Özellikle tatil günlerinde çocuklarımla vakit geçirmek varken başka şeylerle ilgileniyorum. Samimi siyasete inanıyorum mutsuz olduğum hiçbir yerde bulunmam, özellikle sırf zorunlu olduğum için de bulunmam. Buna özellikle özen gösteririm. Ben siyaseti insan için, insan ilişkileri için yapmak ve  CHP’nin politikalarında bir söz sahibi olabilecek bir yerde doğru bir ekiple çalışabilmeyi hedefliyorum.

Bir gazete yılın avukatları seçim anketi yapıyor, ne düşünüyorsunuz?

Yılın altın avukatları diye bir söylem doğru değil. Çünkü ben bir avukatım Adana Barosu’na bağlı serbest meslek yapıyorum ancak biz aynı zamanda bir kamu mesleği icra ediyoruz. Bu kamu mesleğinin bağlı olmuş olduğu yasalar var. Avukatlık kanunu reklam yasağı getiriyor ve maalesef bir haksız rekabet oluşturdu, doğru da bulmuyorum.

Sizler Adana ölçeğinde İstanbul seçimleri için neler yapıyorsunuz?

Adana’da CHP Adana İl Avukatları diye bir grubumuz var bizim. Tüm CHP’li avukat arkadaşlarımızın hatta parti üyesi olmasa bile Cumhuriyet değerlerine inanan avukatlarımızın destek verdiği bir grup bu. Biz bu grupla beraber tabii ki İstanbul’daki seçimlere tam destek vereceğiz. En son gördüğüm rakam 67 avukat arkadaşımız İstanbul’da görev alacaklar. Bunun dışında gönüllü ordusu da buradan görevli olarak gidecekler. Şimdi bunun organizasyonu yapılıyor. Adana’dan çok ciddi bir destek var.

Sizce ülkede adalet yeteri kadar işliyor mu?

Ben avukatım, mesleğe başladığım günden beri adil olmak için çaba sarf ediyorum. Zaman zaman da adil olmayan kararlarla karşılaştım. Adalete olan güveni sarsmamak lazım. Sadece hukuki bilgi yetmez, vicdan sahibi olmak lazım. Çünkü kitaptaki bilgileri edinebiliyorsunuz ama vicdanınız doğru ses vermezse bunun sonucuna yine hep beraber toplum katlanıyor. Şimdi ben adalet var mı dediğiniz de, Ecrin bebekten bahsetmek istiyorum. Aldığımız haberler kanımı donduruyor. Bir toplumda kadın şiddet görüyorsa, bir toplumda çocuklar korunamıyorsa burada bir sosyal yara vardır. Bu hepimiz üzerinden sorgulamamız gereken bir şeydir. O yüzden ben adaletin varlığına inanmıyorum ama bunu bir hukukçu kimliğimle değil elbette ki bir vatandaş kimliğiyle söylüyorum. Adalet sürekli kovalanması gereken bir şeydir.

Yasalar herkes için eşit deniliyor ama maalesef yasal uygulayıcılar ve o yasayı uygulayan avukatlar, hakimler eşit olmadıkları için doğal olarak sonuçlarda eşit çıkmıyor. Kaldı ki bunu Türkiye genelinde düşünecek olursanız yasal anlamda da artık adil olmayan bir KHK problemimiz var. Düşünün Kanun Hükmünde Kararnameler mesleğinden olan, mal varlıklarına el koyulan artık yaşam savaşı veren, yoksulluk savaşı veren arkadaşlarımız, dostlarımız var. Burada adaletten bahsetmek mümkün mü? Çok acil bir şekilde bunların çözülmesi gerekir. Bizim hukukçular olarak seçimde sandık güvenliğini oluşturmak yerine aslında o sandığın güvenliğinin zaten sağlanabilir olması lazım. Ama maalesef enerjilerimiz olmaması gereken yerlere yöneliyor. O nedenle ben adil bir ülkede yaşadığımı bir hukukçu olarak da düşünmüyorum.

Sizce İstanbul seçimini Ekrem İmamoğlu aldığı takdirde ittifaklar devam eder mi?

Siyasetin bugünkü mevcut yasalarla, özellikle o referandumla değişen anayasa ile artık yüzde 50+1. Bundan sonra bileşenlerle beraber devam etmek zorunda.  Zaten şu anda ‘Cumhuriyet’in bileşenleri’ diye tabir ettiğimiz, demokrasiye inanan, hukuka inanan, hukuk devleti olma özleminde olan bu bileşenler sadece siyasi bileşenler değil. Artık sivil toplum örgütleri de bu siyasi bileşenlerin içerisine girdi. Hedef yeniden kuvvetler ayrılığına dönmek, hedef yeniden Türkiye Cumhuriyetinde Cumhurbaşkanını tarafsız ve partisiz bir Cumhurbaşkanı yapmak. Bileşenlerin hedefi de zaten budur.

 

About Author

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir